Artı değeri nedir?
Artı değer,
Alman filozof ve ekonomist Karl Marx'ın kapitalist tarzı ekonomik sistemleri
kınamak için kullandığı ekonomik bir teoridir. Bir çalışanın ücreti ile o
işçinin ürettiği bir mal veya hizmetin fiyatı arasındaki farktır. Bu teori,
işçilerin mal ve hizmet üretmek için kullanılan emek yoluyla değer sağlaması
gerçeğine dayanır. Marx ayrıca, kolay kredi veren bankalar kapitalizm ya da emperyalizm gibi
diğer ekonomik kavramların da, işçileri malları ya da emeğin yarattığı
artı-değer üretmeye değmediğine inanıyordu.
Bu tip bir değer, bir fiziki ekonomik kaynağın ya da malın
gerçek değeri ile ilgili değildir. Bu katma değer, kaynağı ya da mal üretmek
için gerekli olan emek yoluyla gerçekleştirilir ve bu da ürünün orijinal
maliyetinin üzerindeki değerini artırır. Marx, bireysel işçilerin ve
üretkenliklerinin, tüketici mallarının veya hizmetlerinin değerini gerçekten
belirleyen olduğuna inanıyordu.
Bir mal veya hizmet üretmek için kullanılan emek miktarı,
Marx'ın ekonomide kârın nasıl toplanabileceğine inanmasıdır. Marx'ın kullandığı
artı değer kavramı, işçilerin yalnızca kendilerine ödenen ücretlerle değil,
ekonomik kaynakların değerli ürünlere dönüştürülmesinin ek değeri aracılığıyla
da ekonomik değer yaratmadıklarını ifade etti. Bu, ekonomilerin mülk satışından
elde edilen gelirden ziyade, mal üreterek daha fazla kar elde etmelerine olanak
sağladı. Marx, bu ek gelirlerin, emek yoluyla katma değerlerinin belirli bir
miktarını muhafaza etmelerine izin vererek bireysel işlere fayda sağlamak için
kullanılabileceğine inanıyordu.
Marx,
artı-değere olan inancına dayanan değer teorisi olarak bilinen ekonomik formülü
geliştirdi. Bu formül, bireysel bir işçinin ekonomik ortamda sağladığı emeğin
değerini belirlemek için kullanılmıştır. Bu teorinin temel formülü, toplam
karı, bu malları üretmek için ödenen ücretlerin toplam maliyeti ile satılan
mallardan ayırmaktı. Bu formülün sonucu, Marx'ın çalışanlardan şirketlere
ödenmesi gerektiğine inandığı artı-değer oranıdır. İşletmeler, belirli bir
miktardaki işçilere, hızlı kredi veren bankalar belirli bir miktarda üretkenlik
beklentisi ile, işçilere yeterli ücret ödeyerek, artı-değer oranını en üst
seviyeye çıkarabilmelidir. Ücretli çalışanlar, şirketlerin aynı miktarda
üretkenlik talep ederken, işgücünü sömürmelerine izin verecektir. Bu, Marx’ın
teorisine göre, üretilen malların artı değerinin düşmesine ve genel ekonomiyi
zayıflatmasına yol açacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder